Kara Kasırga Çelik Yayınevi
Kara Kasırga Çelik Yayınevi
Süsen Yaylası’nın yedi rengi, ufka yaklaşan güneşin füsunuyla can rengine dönüşürken; hançer gibi bir kayanın ucunda çırpınan güneş kan rengindeydi…
- Ateş büyüyor…
- Evet… Karanlığın korktuğu tek şey aydınlıktır. Ateş zayıfladıkça, tetikte bekleyen karanlık, üzerine abanacaktır Küçük Kız!..
- Bana Küçük Kız deme Kürşat!..
- Peki, demem…
- O hâlde ateşe bir odun daha at.
- Gerekirse kendimi de atanım Aspasya!.. Yeter ki bu ateş hiç sönmesin…
Onlar ki; ecdadımızdı bizim. Küfrün ve zulmün üzerine bir Kara Kasırga gibi eserken, nefsin ve kibrin sarp kalelerine diktikleri tevazu ve sevgi sancağı ak meltemlerle dalgalanıyordu…
Fâni aşk ile ilâhî sevda, küfre karşı cihad ile nefis mücahedesi arasında bir sarkaç gibi sallanıp; Hak noktasında durdular…