Kutsal Kitaplarda Kadın Hayykitap Yayınları
Kutsal Kitaplarda Kadın Hayykitap Yayınları
Bu çalışma, dört büyük kitabın hangi zaman, mekan ve toplumlara, hangi amaçla gönderildiğini açıklarken, Kur’an-ı Kerim’in zaman, mekan ve toplumları aşan bir yaşam dini olduğunu vurgulamaktadır.
Kitabın asıl amacı, Kur’an-ı Kerim’deki kadının yaşamdaki yerinin altını çizmektir. Bunun sebebi ise, bugünkü İslam toplumunun kadına bakış açısının cahiliye dönemi yaşantısıyla gösterdiği benzerliklerin farkındalığını ortaya koyma ihtiyacı ve küreselleşme ile birlikte kültürel etkileşimlerin bir sonucu olarak, günümüzde İslam adına yapılan uygulamaların, Kur’an-ı Kerim’in aksine tahrif edilmiş diğer kitaplardan sızmış uygulamalar olduğunu karşılaştırmalı bir çalışmayla ayrıştırmak ve ayıklamak gereğidir.
İlâhiyatçı Rabia Gürer ile hukukçu ve psikolog olan Mehtap Altıntaş tarafından hazırlanan, önsözünü Prof. Dr. Hamdi Döndüren’in yazdığı Kutsal Kitaplarda Kadın başlıklı kitap önemli sorulara yanıt arıyor:
* Semavi dinlerde kadının yaratılışı nasıl tanımlanmıştır?
* Yaratılış kıssaları üzerinden nasıl bir kadın tarifi yapılmıştır?
* Semavi dinlere göre kadının eş ve anne olarak hak ve görevleri nasıl, hangi hukuki esaslara göre belirlenmiştir?
* Kadın, sosyal hayatta nasıl tanımlanmıştır?
* Kadının cinsel hayatı nasıl kontrol altında tutulmaya çalışılmıştır?
* Kutsal kitaplarda tek eşlilik, çok eşlilik nasıl yorumlanmıştır?
* Kadının erkeğe göre konumu, çocukları, miras hakkı ve günlük yaşamı hangi ilkelere göre düzenlenmiştir?
* Kadının ibadetteki rolü nedir?
Bu ve benzeri soruları cevaplayan kitap, Tevrat, İncil ve Kur’an’ı Kerim’in ilgili bölümleri ve ayetleri üzerinden karşılaştırmalı bir kadın incelemesi sunuyor.
Tevrat:
Tevrat’ta, ilgili iki kıssadan birincisine göre (Elohist metin) kadın, erkeğe eşittir ve ikisi de Tanrı’nın suretinde yaratılmıştır. İkinci kıssaya (Yahvist metin) göre ise kadın, erkeğin kaburga kemiğinden ve onun yalnızlığını gidermek üzere uygun bir yardımcı olarak yaratılmıştır.
İncil:
Ortaçağ boyunca Hıristiyan dünyada, özellikle de kilise muhitinde yaratılış hikâyesinin temel alınarak bütün kadınların, insanoğlunun düşüşüne sebebiyet verdiği kabul edilen Havva ile özdeşleştirilmesi ve ikinci derecede varlıklar olarak görülmesi, diğer taraftan Havva’nın anti tezi olarak bir başka kadının, Meryem ananın öne çıkarılıp onun tanrı annesi olarak takdim edilmesi, yeni dönemde ise bu aşırılıklara tepki olarak feminizm ve kadın hakları tezinin ön plana çıkması, Hıristiyanlığın kadın konusundaki tarihî tecrübesinin bir özeti mahiyetindedir.
Kur’an:
Kur’an, insan olması bakımından kadını erkekle eşit bir varlık olarak kabul eder. İslam’da ilk kadın tarafından işlenen ve erkeğin de işlemesine sebep olunan aslî günah anlayışı yoktur. Kur’an-ı Kerim, Hz. Âdem’le Havva’nın şeytan tarafından müştereken kandırıldığından bahseder. Erkek olsun kadın olsun, her doğan kişi günahsız doğar, sonradan işlediği fiiller sebebiyle sorumlu olur. Kadın, Allah’ın kulu olması bakımından erkekle eşit seviyededir; dinî hak ve sorumlulukları da aynı düzeydedir.