Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Ötüken Neşriyat
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Ötüken Neşriyat
İnsan vardır; umut olur milletine, çevresine, insanlığa… Işık olur, yol gösterici olur… İnsan vardır; haksızlıkların karşısında eğilmez, bükülmez… Korkmaz, canı pahasına… İşte Kırım Türklüğünün efsanevî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu tam da bu saydıklarımızdır. Kırım Türklerinin yaklaşık dört yüz yıl süren kâbusunu, karanlığını aydınlığa çevirendir. Milletine umut ve ışık olandır. Her türlü baskıya ve zulme rağmen dik durandır. Hem de hiçbir şiddete başvurmadan, şiddet sözünü ağzına almadan… Bu vakur, şahsiyetli, inançlı hâliyle hem bugünün insanına hem de bundan sonraki nesillere hakikî bir örnektir Kırımoğlu… Bu çalışmada, 17 Mayıs’ı 18 Mayıs’a (1944) bağlayan gece sürgün ve soykırıma uğrayan Kırım Türkleri ile Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatı anlatılmaktadır. Eser, genel anlamda bir hayat hikâyesi olmakla birlikte, aynı zamanda Kırım Türklerinin sürgün edilişinin ve daha sonra vatanlarına dönüş için verdikleri mücadelenin hikâyesidir. Kırımoğlu’nun verdiği mücadele aslında Oğuz Kağan’ın, Attila’nın, Mete’nin, İlteriş Kağan’ın, Bilge Kağan’ın, Satuk Buğra Han’ın, Alparslan’ın, Fatih Sultan Mehmet’in, Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği mücadeleden farklı değildir. Bu yüzden de böylesine şerefli bir mücadelenin ve Kırımoğlu’nun hikâyesi yalnızca bugünün insanına değil, bundan sonraki nesillere de sunulmalıydı.
İnsan vardır; umut olur milletine, çevresine, insanlığa… Işık olur, yol gösterici olur… İnsan vardır; haksızlıkların karşısında eğilmez, bükülmez… Korkmaz, canı pahasına… İşte Kırım Türklüğünün efsanevî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu tam da bu saydıklarımızdır. Kırım Türklerinin yaklaşık dört yüz yıl süren kâbusunu, karanlığını aydınlığa çevirendir. Milletine umut ve ışık olandır. Her türlü baskıya ve zulme rağmen dik durandır. Hem de hiçbir şiddete başvurmadan, şiddet sözünü ağzına almadan… Bu vakur, şahsiyetli, inançlı hâliyle hem bugünün insanına hem de bundan sonraki nesillere hakikî bir örnektir Kırımoğlu… Bu çalışmada, 17 Mayıs’ı 18 Mayıs’a (1944) bağlayan gece sürgün ve soykırıma uğrayan Kırım Türkleri ile Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatı anlatılmaktadır. Eser, genel anlamda bir hayat hikâyesi olmakla birlikte, aynı zamanda Kırım Türklerinin sürgün edilişinin ve daha sonra vatanlarına dönüş için verdikleri mücadelenin hikâyesidir. Kırımoğlu’nun verdiği mücadele aslında Oğuz Kağan’ın, Attila’nın, Mete’nin, İlteriş Kağan’ın, Bilge Kağan’ın, Satuk Buğra Han’ın, Alparslan’ın, Fatih Sultan Mehmet’in, Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği mücadeleden farklı değildir. Bu yüzden de böylesine şerefli bir mücadelenin ve Kırımoğlu’nun hikâyesi yalnızca bugünün insanına değil, bundan sonraki nesillere de sunulmalıydı.