Türkiye'de Yazınsal Bilincin Oluşumu Kapı Yayınları
Türkiye'de Yazınsal Bilincin Oluşumu Kapı Yayınları
Hasan Bülent Kahraman, yankı uyandıran Türkiye’de Görsel Bilincin Oluşumu’ndan sonra Türkiye’de Yazınsal Bilincin Oluşumu kitabıyla Türkiye’de Modern Kültürün Oluşumu dizisini tamamlıyor. Böylece, "iki kurucu figür” olan imgeler ve kelimeler üzerinden modernleşme tecrübemize farklı bakış açıları getirmeye devam ediyor.
Kahraman, Tanzimat’tan bugüne Türkiye’de yazınsal bilinç ve kültürün oluşumunu, Servet-i Fünun’dan, İkinci Yeni’ye postmodern kurmacadan yeraltı edebiyatına, kötülük kavramına kadar çok geniş bir spektrumda ama tayfın üzerindeki en küçük renk tonunu dahi ihmal etmeden ortaya seriyor. Modern edebiyatı oluşturan toplumsal/tarihsel koşullarla modern edebiyatın işlediği, içerdiği bireyi, kesişme ve ayrışma noktalarıyla gösteriyor.
Tüketim çağında, popüler kültürden ve medyadan doğrudan etkilenen edebiyatın görsellik karşısında gücünü ve otoritesini yitirdiğini, buna karşılık 80’lerden beri benin ve öznenin yeniden keşfedildiği bir dönemden geçtiğini şiir, öykü ve romana dair tekil örnekler üzerinden saptıyor.
Hasan Bülent Kahraman, yankı uyandıran Türkiye’de Görsel Bilincin Oluşumu’ndan sonra Türkiye’de Yazınsal Bilincin Oluşumu kitabıyla Türkiye’de Modern Kültürün Oluşumu dizisini tamamlıyor. Böylece, "iki kurucu figür” olan imgeler ve kelimeler üzerinden modernleşme tecrübemize farklı bakış açıları getirmeye devam ediyor.
Kahraman, Tanzimat’tan bugüne Türkiye’de yazınsal bilinç ve kültürün oluşumunu, Servet-i Fünun’dan, İkinci Yeni’ye postmodern kurmacadan yeraltı edebiyatına, kötülük kavramına kadar çok geniş bir spektrumda ama tayfın üzerindeki en küçük renk tonunu dahi ihmal etmeden ortaya seriyor. Modern edebiyatı oluşturan toplumsal/tarihsel koşullarla modern edebiyatın işlediği, içerdiği bireyi, kesişme ve ayrışma noktalarıyla gösteriyor.
Tüketim çağında, popüler kültürden ve medyadan doğrudan etkilenen edebiyatın görsellik karşısında gücünü ve otoritesini yitirdiğini, buna karşılık 80’lerden beri benin ve öznenin yeniden keşfedildiği bir dönemden geçtiğini şiir, öykü ve romana dair tekil örnekler üzerinden saptıyor.